12 Şubat 2013 Salı

AFYON'DA BİR LEZZET DURAĞI -AŞÇI BACAKSIZ


Temmuz ayında  giz'li teras blogunun dünyalar güzeli sahibesi sevgili Gizem o kadar güzel anlatmıştı ki Afyon'a gittiğimde mutlaka uğramam gerektiği kanaatine varmıştım Aşçı Bacaksız'ın dükkanına.Hem obur hem de etobur bir aileden gelen bendeniz bu lezzeti tatmam gerektiğini düşündüm. Sevgilim uzun yıllar Afyon'da görev yaptığından o kadar çok soru sordum ki her seferinde "Sen orada yemezsin,gerçekten esnaf lokantası gibi. Pişman olursan beni suçlama!" diyerek beni geri püskürtmeye çalıştı ama lezzeti konusunda da hayatında böyle bir et yemediğini vurguladı durdu.Yine de kıyamamış olacak ki Afyon'a uğradığımız kısıtlı vaktimizin olduğu  geçtiğimiz Cumartesi günü, en azından yerini öğreneyim diye beni dükkanın önünden geçirirken açık olduğunu gördük. Nasıl sevindim , ona doğru nasıl bir bakış attım bilmiyorum ama ben içeri girip oturduğumda o hala kapının dışından bana bakıyordu ;) Sonra kendine gelmiş olacak ki yanıma geldi ve oturdu ;) Hemen siparişimizi verdik. Ben heyecanla beklerken bir yandan da dükkanı inceliyordum . O kadar eski ki bakımını bile yapmamışlar.Muhtemelen tarihi dokuyu bozmak istemiyorlar.Dükkanda sadece 5 masa var. Biz girdiğimizde kalabalık değildi ayağımızı mı sürüdük ne bir anda doldu masalar. :) Sevgilim, özellikle dörde bölünmüş soğana odaklanıp " Yıllar önce geldiğimde de böyleydi hiçbir şey değişmemiş" dedi, durdu.Ben de onu dinliyormuş gibi yapıp önümdeki şahane lezzete gömüldüm.:) Ben açken gözüm hiçbir şeyi görmez ha :) Sevdiceğim de bunu biliyor olacak ki sustu sonra ... Eğer o Cumartesi benim yediğim et ise ben bugüne kadar hiç et yememişim demektir!!!





Aşçı Bacaksız Adres : Karaman Mahallesi Yeni Saraçlar Çarşısı No:6 / AFYON


25 Eylül 2012 Salı

Hüzün ki can yoldaşıdır yokluğunun...





"Eğer hayatınızın bir an'ına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler yalnızca iki şeyden birini seçmek isterdim...
Biri, o çocukluğun bahçesindeki ağacın dalına asılı salıncakta sallanırken...Öteki, bütün hayatım boyunca en çok sevdiğim adamla öpüştüğüm ilk gün...
Herkes aşık olmanın ortak dilini bulup yazmaya çalışıyordu. Ama aslında bu kadar basitti işte: Birini öptüğünde salıncakta sallanır gibi hissediyorsan aşıksın." (Kürşat BAŞAR)



13 Ağustos 2012 Pazartesi

Neydim, ne oldum ?

            O kadar uzun zamandır blogla ilgilenemiyordum ki bundan rahatsızlık duydum ve artık silkinip üzerimdeki ölü toprağını atmam gerektiğinin farkına vardım.Geçtiğimiz süre zarfında beni mutlu eden şeylerin yanında beni üzen şeyler de oldu tabiki. Ama hayatın gerçekleri de bunlar değil miydi zaten ? Yaklaşık bir yıl önce başladığım "zayıflama" serüvenime hala devam ediyorum.O kadar kilo almışım ki - her ne kadar alırken farketmeyip insanlıktan çıkmış olsam da bunu kendime hiç itiraf edemedim- vermekle bitiremiyorum. Galiba biraz da yavaş vermeye çalışıyorum ki geri almayayım. Bedenimden eksilen her kilo ruhumu doyurmaya başladı aslında. Kısıtlı da olsa istediğim kıyafetlerin içine girebiliyorum. Evdeki bütün kıyafetlerim artık üzerimden dökülüyor ve bir kaç beden büyük geliyor.Keyfime diyecek yok-tu. Ta ki aynı kiloda sabitlenip kalana kadar. Her ne kadar uğraşsam da 100 gr bile veremedim. Plato dedikleri bir dönemin içindeyim ve günde 3 saat yaptığım spora ara verdim. Olimpiyatlardaki atletleri gördükçe içimi bir sevinç kapladı dedim ki sende yapabilirsin !!! Spora devam edebilirsin. Tabi benim onlar gibi ne sütun bacaklarım ne baklava dilimli karnım ne de kondüsyonum var. Kendi çapımda kalan kilolarını vermeye çalışan bir insanım...
          Geçen yıl tarihler Ağustos ayını gösterirken tartıdaki ibre de 102 kiloyu vuruyordu. Allahım! Nasıl yapmıştım ? Ne yemiştim de çocuk doğurmadan her hangi bir hastalığa sahip olmadan bu kiloya ulaşmıştım?  Bunun cevabını çok düşünmedim . Çünkü haddinden fazla yediğim -yiyip de doymadığım- ve düzensiz yaşantımın bir göstergesiydi bunlar. Kendime çeki düzen verdikten sonra yavaş yavaş kilolarımdan da kurtulmaya başladım. Ne zaman dışarı çıksak ya hiçbir şey yemedim ya da salata ile geçiştirdim. Biliyorum ki evimin haricinde yediğim her şeyi abartıyorum böylelikle de kiloların vücuduma yerleşmesine izin veriyorum. Tatlıya deliren biri olarak tatlıyı kestim. Nadir zamanlarda bir porsiyon dondurma ile ödüllendirdim kendimi. Ve yavaş yavaş yeni düzenime alışmaya başladım. Düzene alışınca da sporla birlikte kilolar da bedenimi terk etmeye başladılar.En sevindirici kısmı da bu oldu benim için . Şu an 77 kiloyum verilmesi gereken en az 12 kilom daha var. Kendi içimden bir insan daha çıkarma yolundayım!!!  Ama bu süreç benim gibi metabolizması yavaş biri için çok zor. Yavaş yavaş yorulduğumu hissediyorum. Kendime 4 aylık bir program daha yaptım. Umarım o zaman istediğim kiloya inebilirim.
         Bu zorlu süreçte bana tavsiyede bulunabilecek blogger arkadaşlar var mı ? Tavsiyeleriniz benim için çok kıymetli...

Daha sık görüşmek dileğiyle...

12 Nisan 2012 Perşembe

Hayatıma Dahil Olan Yeniler ;)))

Merhabalar...Bu aralar o kadar yoğunum ki ihmal etmediğim tek şey spor yapmak galiba... Nasıl bir his bilmiyorum ama başladığın zaman asla duramıyorsun... Yaz geliyor epey kilom da var verilecek. (Hala vermek için uğraşıyorum) Yürüyüşten bir adım öne geçerek koşmaya başladım.Önceleri 2 turdan sonra nefes nefese kalan ben yavaş yavaş açılmaya başladım.Öyle ki 6 tur 8 tur derken 12. turu atıp yorulmayınca ( tabi ayaklarım ve bacaklarım isyan ediyor bir süre sonra, kilomla aşırı yükleniyorum onlara!!!) spor ayakkabılarımı değiştirmeye karar verdim, öncelikle uzun bir araştırma yaptım yüzlerce model arasından seçim yapmak çok zor oldu 10 taneye indirebildim.Sonra da gidip her birini denedim ve ayağıma en uygun, en rahat olanını aldım. İtiraf etmeliyim ki araştırma yaparken de en hoşuma giden model şu an aldığım modeldi. O kadar rahat ve havalı ki sanki yere basmıyormuş hissi veriyor,altındaki hava kesecikleri sayesinde kasların daha fazla çalışmasını sağlıyor kumda yürüyormuş hissi uyandırıyor, koşmayı kolaylaştırıyor, baskıyı azaltıyor ve performansı yükseltiyor. Ben çok memnunum. Spor ayakkabı konusunda takıntılı biri olarak benim onayımı aldı. Siz ne düşünüyorsunuz ?

6 Nisan 2012 Cuma

Her şey daha güzel olacak !

       Bugün gerçekten çok mutluyum. İş teklifi aldım ve görüşmelerimiz olumlu geçti.Düşündüğümden çok daha üst pozisyonda bir yer önerdiler. Hem şartları  da ben belirledim ! Daha ne isterim ki !  Bazen hiç umulmadık anlarda harika şeyler olabiliyor. Sadece inanmak ve istemek lazım. Herkese keyifli hafta sonları :)))) 


4 Nisan 2012 Çarşamba

Uzun bir aradan sonra Mim'le dönüş...

Bahar geldi diye sevinirken hastalıkları da beraberinde getireceğini hiç düşünmemiştim. O kadar uzun süre olmuş ki bir şeyler yazmayalı, bloglara bakmayalı. vivalavitam beni mimlenmişti ancak vakit bulabiliyorum mimi yapmaya. Kendisine de burdan çok teşekkür ederim.Herkese iyi ve sağlıklı haftalar diliyorum.

1. Kendini seviyor musun?

  Çoğunlukla kendimi seviyorum. Ama bazen güçsüz davrandığım için kendimden nefret edecek noktaya gelebiliyorum.
2. Yapmaktan hoşlandığın şeyler?

Ben kitap okumayı çok seviyorum.Bununla beraber internet üzerinden bir tane dizi izliyorum. Televizyonla aramız pek iyi değil. Çoğunlukla kafamı dağıtmak için film izlerim bundan da keyif duyarım. Bir süredir zayıflamak için yapmaya başladığım spor giderek hoşuma gitmeye beni mutlu etmeye başladı. Öyleki  kendimi durduramayıp eve giremez oldum :)


3. Hedeflerin nelerdir?

Sadece olduğumdan daha faydalı bir insan olmak. Kimseyi incitmeden sakin bir hayat sürebilmek.

4. Nefret ettiğin şeyler? 

Çok klişe olacak belki ama yalan ve ikiyüzlülük. İkisine de hiç tahammülüm yok.


5. İlham aldığın kişiler? 

İlham almak demeyelim ama dünya görüşlerini beğendiğim Türk düşünür ve yazarları var.


6. Favori şarkıların, filmlerin, kitapların nelerdir?

Favori kitaplarım ; okumaktan bıkmadığım İhsan Oktay Anar'ın piyasadaki 5 romanı. Çoğunuz Puslu Kıtalar Atlası'nı duymuş veyahut okumuşsunuzdur. Her kitabındaki kurguya , kahramanlara ,sürükleyici anlatımına bayılıyorum.



Pek favori şarkım yok aslında ruh halim neyse ona göre seçerim şarkıları.Bu günlerde Birsen Tezer'i çokça dinler oldum.



Favori filmlerim tabiki Transformers,Hızlı ve Öfkeli ...:) Bir de Bollywood filmlerini sevmeme rağmen çok hoşuma giden 3 İdiots var. İzlemeyenlere tavsiye edebilirim :))


7. Birisinin yazdığı ölüm notunu bulmuş olsaydın ne yapardın? 


Mutlaka yardım ederdim. Bazen çok sıkılsak da her şey üst üste gelse de dünya her şeye rağmen bir cennet. Kim olursa olsun bu cennetten ayrılmayı hak etmiyor özellikle kendi kararı ile.


8. Kendini tek bir cümleyle anlatabilir misin?


 Hayatı, yaşamayı seven,insanlara özellikle insan oldukları için değer veren, bazen çocuklar gibi şen bazen de hiç olmadığı kadar buruk, nefes almanın çok büyük nimet olduğunun farkında olan hayallerine ulaşmak için çabalayan naçizane bir insanım :)



Dileyen herkes bu mim'i yapabilir :)

17 Mart 2012 Cumartesi

Geri Dönmeyi Hiç Düşünmeyenlere...

1915 Arıburnu Cephesi



Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.

Mehmet Akif ERSOY


Çanakkale Zaferi; vatan topraklarını korumak için şahlanan Türk ulusunun muhteşem bir destanıdır.

Dönemin en güçlü ordularına sahip işgalci devletlere karşı kazanılmış; “Çanakkale Geçilmez” gerçeğini tarihe altın harflerle yazdıran binlerce şehidimizin kanla yazdığı eşsiz bir tarihtir.

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü sebebiyle; bir kahraman olarak ölümsüzleşen Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, kahramanlık destanını tarihe altın harflerle yazdıran binlerce şehidimizi ve kahraman gazilerimizi şükranla ve saygıyla anıyorum.
1915 Arıburnu Türk Askerleri

15 Mart 2012 Perşembe

Büyük küçük herkes okumalı...

Küçük Prens sayfa 22’den;
 "Büyükler sayılara bayılırlar. Tutalım, onlara yeni edindiğiniz bir arkadaştan söz açtınız, asıl sorulacak şeyleri sormazlar. Sesi nasılmış, hangi oyunları severmiş, kelebek biriktirir miymiş, sormazlar bile. Kaç yaşında, derler, Kaç kardeşi var? Kaç kilo? Babası kaç para kazanıyor? Bu türlü bilgilerle onu tanıdıklarını sanırlar.Deseniz ki: “Kırmızı kiremitli, güzel bir ev gördüm. Pencerelerde saksılar, çatısında kumrular vardı”. Bir türlü gözlerinin önüne getiremezler bu evi. Ama “Yüz bin liralık bir ev gördüm” deyin, bakın nasıl: “Aman ne güzel ev” diye haykıracaklardır."

12 Mart 2012 Pazartesi

İstiklal Marşı'nın Kabulünün 91. Yılı

"Allah, bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın !"

Mehmet Akif ERSOY


Özgür, güçlü, çağdaş, mutlu insan olmanın yolu bağımsızlıktan geçer. Türk ulusu, özgür ve bağımsız bir ulus olarak yaşayagelmiştir. Öyle de kalacaktır. İstiklal Marşımızın kabulünün 91. yılı kutlu olsun.

8 Mart 2012 Perşembe

BeTwin Us Kadınlar Gününe Özel Çanta Hediye Ediyor!

Kadınların değerini bilen ve onların vermiş oldukları her emeği takdir eden iki kız kardeş olarak Dünya Kadınlar Günü’ne özel bir hediye vermek istedik. Sonunda bu çanta sadece bir kişinin olacak ancak biz aslında her gün kutlanılmayı hak ettiğini düşündüğümüz tüm kadınların, Kadınlar Günü’nü kutluyoruz! 
Katılmak için buraya